Aşı/PCR Testi Olmama Nedeniyle Uygulanan Ücretsiz İzinde Hukukilik Sorunu
Son günler özellikle işyerlerinde kanuna ve Anayasa’ya aykırı bir şekilde çalışanlara aşı yahut PCR testi baskısı yapılmakta, aşı yada test olmayanlar işten çıkarılmakla yahut ücretsiz izne çıkarılmakla tehdit edilmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, halihazırda Aşının yahut testin zorunlu tutulmasını içeren bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. İçişleri Bakanlığı tarafından aşı olmayanlara test zorunluluğu getiren genelge Anayasa’ya ve kanunlara aykırı olduğundan işbu genelgelere ve buna bağlı çıkarılan diğer genelgelere dayanılarak kişilerin aşıya/teste zorunlu tutulması, işten çıkarılmakla tehdit edilmesi, ücretsiz izne çıkarılması ve mobbing yapılması hukuka aykırıdır. Bu genelgelere dayalı yapılan tüm işlemlerle hukuki sorumluluğa sebep olmaktadır.
Dolayısıyla hiçbir kişi yahut kurum çalışanını aşı yada test olmaya zorlayamaz. Dolayısıyla sırf bu sebeple çalışanın tek taraflı işveren iradesiyle ücretsiz izne çıkarılması mümkün değildir.
Ücretsiz izin uygulaması iş sözleşmesinin askıya alınmasına ilişkin özel bir uygulamadır. İş Kanunu’nda sınırlı olarak, işçilere tanınan ücretsiz yol izni ve analık izni dışında, ücretsiz izin uygulaması ancak tarafların anlaşmasıyla gündeme gelebilmektedir. İşverenlerin işçileri tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkarma hakkı yasal olarak mevcut değildir. Bu bağlamda, işletmenin ekonomik sıkıntıları yahut işletme ya da işin kendisinden kaynaklanan sebepler tek başına ücretsiz izin hakkını doğurmaz. Aynı şekilde işçinin de kanunda özel olarak belirlenen durumlar haricinde ücretsiz izne kendiliğinden çıkma imkânı bulunmamaktadır. Bunun haricinde ancak işçi ve işverenin karşılıklı anlaşarak ücretsiz izin uygulanması mümkündür.
Mart 2020’den bu yana devam eden Covid-19 salgınında ekonominin zedelenmesi, işyerlerinin faaliyetlerinin durma noktasına gelmesi, sokağa çıkma yasakları, kapatılan işletmeler nedeniyle işverene çalışanını ücretsiz izne çıkarma yetkisi verilmiştir. Bu yetki işverenlerin işçilerini işten çıkarmalarını yasaklayarak, iş akdinin sona ermeyip askıda kalmasını amaçlamıştır. Bu dönemin 1.07.2021 tarihinde sona ermesi ile işten çıkarma yasakları ve işverenin tek taraflı ücretsiz izin yetkisi ortadan kalkmıştır. Bu nedenle 1.07.2021 tarihinden itibaren ücretsiz izin şartları kanunda yazıldığı ve Yargıtay kararlarında yer verildiği gibi ancak ve ancak tarafların anlaşması ile uygulanabilecektir.
Ücretsiz izin uygulaması çalışma koşullarında esaslı değişiklik sayıldığından, bu durum işveren tarafından işçiye yazılı olarak bildirilmelidir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda şartları var ise işe iade davası açabilir.
Bununla birlikte kanunda yazılı haller dışında ve tarafların anlaşması olmadan tek taraflı işveren iradesi ile yapılan ücretsiz izin uygulaması Anayasa’da belirtilen Çalışma Hakkına, İş Kanunu’na aykırı olduğu gibi Türk Ceza Kanunu 117. Maddesinde yer alan “İş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçunu da oluşturmaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında son günlerde özellikle işyerlerinde artan aşı/test baskıları ve ücretsiz izin tehditleri ve uygulamaları hukuka aykırıdır. Zira yapılan aşı ve test baskılarının ve ücretsiz izin tehditlerinin kanuni şartlara uyulmaksızın sözlü olarak yahut toplu mesaj/mail yoluyla yapıldığı görülmektedir. Halbuki sözleşmede ve çalışma koşullarında esaslı değişiklik sayılan bu durumun mutlaka işçiye hitaben yazı ile bildirilmesi gerekmektedir. İşçiye hitap etmeyen toplu mesaj ya da mail yoluyla tehditvari bildirimlerin hukuken bir değeri yoktur.
Böyle bir durumla karşılaşılması halinde profesyonel destek almak için Talo Hukuk ve Danışmanlık Bürosuna ulaşabilirsiniz.